HAYDİ, KALK..!

Yorucu ve bir o kadar boğucu bir gün geçirmişsin... Kafan çamur gibi, dolu bi çuval gibi... Akşam olmuş, yemek de yenmiş. Ne yapsan, ne yapsan.. En iyisi diyorsun; "bir kahve içeyim... Heveslenip yorgun bedenini olduğu yerden kaldırıyorsun ve ısıtıcının yanına kadar gidiyorsun.. Günün son performansı bir bardak sütlü kahve için sergileniyor... 

Uzatıyorsun elini ısıtıcıya, biraz su ile dolduruyorsun.. Suyu çok olmayacak ama, çok beklersin kaynaması için sonra... O kadar bekleyecek halin yok ki... Suyun ısınmasını bekliyorsun, ama ısıtıcı seninle aynı fikirde değil anlaşılan... "Ne oldu buna" derken, saflığın kimde olduğu ortaya çıkıyor... "Bu tip aletler elektrik ile çalışır" diyor sana beyninde bir yerlerden bi ses... Hay Allah... Gülüyorsun hafifçe.. Fişi prize takıveriyorsun... 

Bir kupa'lık su kaynıyor... Herşey hazır... 

Ancaaaak, onca hevesle hazırladığın kahven sana yâr olmuyor... Koskoca kalın cam bardak bi anda ikiye ayrılıyor, tıpkı bir elmanın ikiye bölünmesi gibi. Bakakalıyorsun... "Nasıl yani yaaaa"... Mutfağa gitmeye mecali olmayan sen, kendini tezgah silerken buluyorsun. Koskoca kupa derdini, kederini, yükünü, hasıl-ı kelam içini döküveriyor tezgaha. 

Bir bardak kadar olamadığını farkediyorsun. O bile kırılıp içini tezgaha dökerken; sen kırık kalbinde hala onlarca sıkıntı, yüzlerce keder, binlerce yara taşıyabiliyorsun da birini bile dökemiyorsun tezgaha. Bi döksen yükün hafifleyecek belki ama yapamıyorsun. Bi bardak kadar olamıyorsun..! 

"Ve" diyorsun, "kalk bakalım, haydi yeni bir bardağa yeni bi kahve doldur". Belki bu sefer kırılmaz, dağılmaz. Belki bu sefer umudun suya düşmez... Haydi kalk.. Pes etme.. Ne de olsa baharlar bitmedi ya, bir başka bahara... 

Popüler Yayınlar